26 Kasım 2012 Pazartesi

PLAKLARI NAFTALİNLİ, ÇALDIKLARI SİHİRLİ!...


Günümüzde hangimiz plak çalıyoruz? 
Pek tabii ki çok azımız. Çünkü 'dijital' müzikler var, 'sıkıştırılmış' müzik şarkıları var, 
'MP3' var, 'iPod' var...
Ama biliyor musunuz Plaklar, 
kasetlerden sonraki CD'lerden de popüler hâlâ, bazıları için...
'Koleksiyonerler için öyle canım' dediniz, duydum. 
Evet, ama ekliyorum:
Plak çalanlar kadar plak dinleyenler için de pekala bu böyle.
Müzikten sıkışmışlar için bu okuduğunuz haber,
müziğe aç olanlar - müziğinin sesini açacaklar için.
Plaklara ama 
Naftalinli Plaklar'a 
hoş geldiniz, hepiniz...

Hafta içi çarşamba akşamları Etiler'de 'Maria'nın Bahçesi'nde
 20:00’da başlayan dört saatlik bir müzik ziyafeti 
sunan biri bu projenin sahibi. 

4.000 Bin plağı var kendisinin. Yazıyla Dörtbin plak!
Dile kolay çünkü çalmaktan zor plak koleksiyonerliği.
 Plak toplamaya 80’li yıllarda başlamış. Beyoğlu-Karaköy/Yüksekkaldırım-
Beyazıt/Çınaraltı’da günlerce/aylarca/yıllarca plaklar aramış.
Simit alıp karnını doyuracak parası yokmuş ama o plak satın almış.
Bazı günler dolmuşa-taksiye verecek parası olmamış
ama o yürümüş gideceği yere, yine plak satın almış.
Bugün toplumun genelinin burun kıvırabildiği bir tutkunun peşine düşmüş.
"Sherlock Holmes" İngiltere'de katillerin peşine düşerken,
 o da tozlu, arkaik, cızırtılı, ESKİ bir kıymetin peşine düşmüş. 

Güldürmüş bazen 'Sendeki çaba beyhude' diye plaklarını topladığı müzisyenleri bile.
Öyle ya burası, 'İcat Çıkarma' algılı Türkiye! 

Hatta hatta bir gün gelmiş Cem Karaca, O'na: 
"Sana son model müzik sistemi alayım, 
şu bende bile olmayan nadir plaklarımı bana ver!' demiş. 
O 'Yok, sağolun. Bozulur koleksiyonum, kırılır kalbim!' demiş. Diyebilmiş. 

Oysa O'nun o zamanlar kırık iğneli de olsa köhne bir pikabı bile yokmuş.
Ama işte dedik ya, kalbi varmış 
sanat aşkı dolu, 
gelecek güzel günlerin umudu dolu... 
Bugün kendisinin her gün itina ile tozunu sildiği, 
karton kaplarını koruma altına aldığı,
alfabetik dizin/sıra içinde
 DÖRT BİN PLAĞI var.
Sintizaynzırların robotumsu ritimleri yerine 
daha kablosuz, daha kalpten ve daha içten tınılara bırakıyor o,
pikabının notalarını bıraktığı mekanları...

Çoklukla 70’lerle başlayan o eski, melankolik, güzelim senelerin güzelim şarkılarını
güzelim şarkıcılardan çalıyor Sufiler gibi dönen plaklarından.
Hayatın sanki daha bir gerçek, daha bir hayat olduğu senelerden sesleniyor O.
Dinleyicilerin tüm mâkul istekleri kabul görüyor o dinleti gecelerinde.

Hatta öyle ki kimi geceler gündeliğin başı boş ayrıntı denizini kulaçlarken biz,
'yaşayan efsane' kabul ettğimiz geçmişin şöhret sanatçıları 
konuk oluveriyor nabız gibi atan şarkılarının plaklarının döndüğü pikabın çaldığı
Etiler'deki mekana...
Ve biz aklımızı kaçırabiliyoruz, biz çünkü heep yalnız dinlemiştik o şarkıları o şarkıcılardan!
Pikabın ve bu 'Naftalinli Plaklar'ın başında kim var?
NACİ KEKLİK!...
Koleksiyoner Naci Keklik, plaklarının 'paha biçilmezliğinin' ancak manevi yasalarla açıklanabileceğini anlatıyor....

***

DAHA ÇOK AYRINTI İÇİN, LÜTFEN:


http://www.facebook.com/naftalinliplaklar
http://naftalinliplaklar.com
http://www.marianinbahcesi.com/



25 Kasım 2012 Pazar

MODA'YI KİM YIKTI? ATTİLLA ATASOY&MİNE MUCUR PROJECT


Pastırma yazıydı, bahardan kalma bir gündü der iken kış usulca ve kararlıca her yanımızı sardı artık. Türkiye'nin manevi başkenti İstanbul, eğlence akşamlarına da 
kış-sezonu moodunda enfes bir başlangıç yaptı.

Gece eğlenmesinden ne anlar kişi? Meylerin, mezelerin en şahanesi masada, muhabbeti enfes dostlar yanımızda ve başka?
Denize nazır bir gece mekanında plazma ekranda TV dizisi izlenmez değil mi!?

Sahnede; sahneye muktedir, müziğine hakim, çalmayı, söylemeyi iyi bilen, eğlendiren amma kendisi daha da çok eğlenen bir cabbar olmalı değil ya?

2013'e kuvvetle kürek çeken hayat sandalında, akla kim gelir böyle yüksek niteliklere haiz?
Bu bir bulmaca değil. Demeli derhal, hayat artık ışık hızında!
Attila Atasoy bu haberin öznesi 
VE 
MİNE.MUCUR PROJECT...

Cumartesi akşamı, Moda Deniz Kulübü'nde hayli ışıklı bir müzik gösterisi vardı. Türk Pop Müziği'nin öncü seslerinden,
bestekâr ve yorumcu Attila Atasoy, Moda'da sesiyle,
neşesiyle, dev bir salon dolusu keyif-severi
saatlerce hoş tutmasını bildi, hatta ihyâ etti...
Mine Mucur ve Grup 'GÜNIŞIĞI''dan
 sızan şahane müzikal tınılarla birlikte elbette...

Akademi kökenli piyanist-besteci Mine Mucur şefliğindeki, 
MİNE MUCUR PROJECT geceye coşkuyla başladı.
İngiliz müzikal bestekârı Andrew Lloyd Webber'in dünya çapında en popüler müzikal eserlerinden biri kabul edilen
  'Operadaki Hayalet' / 'Phantom Of The Opera' 
müziğin hakkını veren orkestranın
ve geri vokal Sezen Ünal'ın çarpıcı sesiyle
kendine başka tadda bir yorum buldu.
Tüm konuklar, şarkının emrine uyarak rüzgarda savrulan bir sis bulutu gibi çook uzaklara taşındı. 
Ardından
Moda Deniz Kulübü'nün Marmara'nın soğuk sularına bakan salonu, piyanoda Mine Mucur'a
kemanda Özcan Yılmaz'a, gitarda Alper Kargın'a
perküsyonda Kerem Kırca'ya
emanet etti kendini.

Zira sahneye kulisten şakıyarak çıkan şahane sesli kıymetlerimizden Attila Atasoy çıkıverdi. Dünden, bugünden çoğunluk kendi besteleri, onlarca şarkıyı seslendirdi.

Geceye; Göksel Kortay, Figen Çakmak, Barış Kömürcüoğlu, ve Nazlıhan Başak İlhan gibi sahne dünyasının tanınmış simaları da katıldılar...
Detaylı Bilgi İçin: 

Naci Keklik/ Medya İletişim Danışmanı*0535 728 42 28

15 Kasım 2012 Perşembe

FİLİZ İLHAN - Resimleri


"Hep Arkamızdan Bakar Çocukluğumuz" 

Sergisi (Mayıs-2012 Optimum Outlet)

video-haber için, lütfen:

YAĞLI BOYA TABLOLARDAN   Ö R N E K L E R...


(1) GEYŞA

Ahşap üzerine yağlı boya
Ebat: 160/93 cm.


 (2) SPRING ROSE - BAHAR GÜLÜ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm.


(3) GECEGÖRÜŞÜ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(4) DÜŞLER-YALANLAR-YILANLAR

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(5) TUFAN SONRASI

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(6) KAÇIŞ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(7) TÜRK FİLMİ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(8) UZAK ÜLKE

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(9) GELİN DUASI

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(10) AQUARIUM DREAM
İngiliz keten kumaş üzerine yağlı boya
Ebat: 160/93 cm.


(11) KOVULMA

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(12) SAYFİYE

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(13) BOĞAZDA AKŞAMÜSTÜ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(14) YENİ ÇAĞDA...

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(15) İLKBAHAR PARTİSİ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(16) ZEUGMA KADINI
Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(17) UZAK VE YAKIN
İngiliz keten kumaş üzerine yağlı boya
Ebat: 160/93 cm.

8 Kasım 2012 Perşembe

AFİFE BALESİ YENİDEN SAHNEDE!


  İstanbul Devlet Opera ve Balesi, koreografisi ve librettosu Beyhan Murphy’e, müzikleri Turgay Erdener’e ait olan Afife adlı modern bale eserini, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sergilenişinden 14 yıl sonra yeniden izleyiciyle buluşturuyor.

14 YIL ARADAN SONRA
1919 yılında Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkması yasak olan bir dönemde bütün olumsuzluklara karşın sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadın tiyatro oyuncusu olan Afife Jale’nin hayatı üzerine kurulu olan bir modern bale prodüksiyonu olan Afife; 22 Kasım’da Süreyya Sahnesi’nde prömiyer yaparak Istanbullu sanatseverlerle buluşuyor. 
1998 yılında tümüyle Halk Sigorta tarafından desteklenmiş olan ve Meriç Sümen’in yeniden sahneye dönüşünü kutlayan eserde bu kez Afife rolünü Tülay Yalçınkaya canlandırıyor. Zuhal Balkan, Ebru Cansız, Deniz Zirek ve İlke Kodal ise, Afife Jale’nin dört dönemini canlandıran diğer dört Afife olarak seyirci karşısına çıkıyor.  
Afife’nin hayatında önem teşkil eden dört erkek  olan Ziya karakterini;Erhan Güzel, Mehmet Ali karakterini;Berk Sarıbay, Dr.Suat karakterini;Egemen Kement  ve Selahattin Pınar karakterini ise Arkın Zirek hayata geçiriyor.
 Aynı zamanda bir ‘dans drama’olan ve çağdaş Türk bale repertuarında özel bir yere sahip Afife,  Afife Jale’nin hayatındaki  altın, kırmızı, mor ve gümüş olarak tanımlanan dört ayrı dramatik dönemi, 25 kişilik bir ensemble, hareketli ve lirik danslar ile canlandırıyor. Kostüm tasarımları Bahar Korçan’a  ait eserin  dekor tasarımıysa Adnan Öngün imzasını taşıyor.
                                         
  Prömiyer tarihi 22 Kasım - 20.00, Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi

 Afife modern balesi; 22,27,29 Kasım tarihlerinde Saat:20.00’de; 24 kasım ve 1 Aralık tarihlerinde Saat:16:00’da Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde izlenebilir.
                                       
                                                  Bilet satış için: 0 216 346 15 31 / 120