1 Aralık 2012 Cumartesi

İNOVASYON DÜNYASI İSTANBUL'DA BULUŞUYOR!

İNOVASYON DÜNYASI 
İSTANBUL'DA BULUŞUYOR!


TİM, Türkiye İnovasyon Haftası düzenleyecek. 
Hafta, İstanbul Kongre Merkezi'nde 6-7-8 Aralık'ta gerçekleştirilecek. 
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), inovasyonun önemini anlatmak ve inovatif çalışmaları desteklemek için Türkiye İnovasyon Haftası düzenleyeceğini bildirdi.

TİM açıklamasına göre İstanbul Kongre Merkezinde 6-7-8 Aralık'ta düzenlenecek Türkiye İnovasyon Haftası'nda; dünyada ve Türkiye'de fark yaratan uluslararası profesyoneller, sanayiciler, akademisyenler ve üniversite öğrencileri bir araya gelecek ve inovasyon odaklı konferans, sergi ve atölye çalışmaları gerçekleştirilecek.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi 12 Kasım Pazartesi günü Türkiye İnovasyon Haftası'na ilişkin basın toplantısı düzenleyerek, etkinliğe katılacak dünyaca ünlü isimleri kamuoyuyla paylaşacak.

Etkinliğin Resmi WEB Sayfası:

26 Kasım 2012 Pazartesi

PLAKLARI NAFTALİNLİ, ÇALDIKLARI SİHİRLİ!...


Günümüzde hangimiz plak çalıyoruz? 
Pek tabii ki çok azımız. Çünkü 'dijital' müzikler var, 'sıkıştırılmış' müzik şarkıları var, 
'MP3' var, 'iPod' var...
Ama biliyor musunuz Plaklar, 
kasetlerden sonraki CD'lerden de popüler hâlâ, bazıları için...
'Koleksiyonerler için öyle canım' dediniz, duydum. 
Evet, ama ekliyorum:
Plak çalanlar kadar plak dinleyenler için de pekala bu böyle.
Müzikten sıkışmışlar için bu okuduğunuz haber,
müziğe aç olanlar - müziğinin sesini açacaklar için.
Plaklara ama 
Naftalinli Plaklar'a 
hoş geldiniz, hepiniz...

Hafta içi çarşamba akşamları Etiler'de 'Maria'nın Bahçesi'nde
 20:00’da başlayan dört saatlik bir müzik ziyafeti 
sunan biri bu projenin sahibi. 

4.000 Bin plağı var kendisinin. Yazıyla Dörtbin plak!
Dile kolay çünkü çalmaktan zor plak koleksiyonerliği.
 Plak toplamaya 80’li yıllarda başlamış. Beyoğlu-Karaköy/Yüksekkaldırım-
Beyazıt/Çınaraltı’da günlerce/aylarca/yıllarca plaklar aramış.
Simit alıp karnını doyuracak parası yokmuş ama o plak satın almış.
Bazı günler dolmuşa-taksiye verecek parası olmamış
ama o yürümüş gideceği yere, yine plak satın almış.
Bugün toplumun genelinin burun kıvırabildiği bir tutkunun peşine düşmüş.
"Sherlock Holmes" İngiltere'de katillerin peşine düşerken,
 o da tozlu, arkaik, cızırtılı, ESKİ bir kıymetin peşine düşmüş. 

Güldürmüş bazen 'Sendeki çaba beyhude' diye plaklarını topladığı müzisyenleri bile.
Öyle ya burası, 'İcat Çıkarma' algılı Türkiye! 

Hatta hatta bir gün gelmiş Cem Karaca, O'na: 
"Sana son model müzik sistemi alayım, 
şu bende bile olmayan nadir plaklarımı bana ver!' demiş. 
O 'Yok, sağolun. Bozulur koleksiyonum, kırılır kalbim!' demiş. Diyebilmiş. 

Oysa O'nun o zamanlar kırık iğneli de olsa köhne bir pikabı bile yokmuş.
Ama işte dedik ya, kalbi varmış 
sanat aşkı dolu, 
gelecek güzel günlerin umudu dolu... 
Bugün kendisinin her gün itina ile tozunu sildiği, 
karton kaplarını koruma altına aldığı,
alfabetik dizin/sıra içinde
 DÖRT BİN PLAĞI var.
Sintizaynzırların robotumsu ritimleri yerine 
daha kablosuz, daha kalpten ve daha içten tınılara bırakıyor o,
pikabının notalarını bıraktığı mekanları...

Çoklukla 70’lerle başlayan o eski, melankolik, güzelim senelerin güzelim şarkılarını
güzelim şarkıcılardan çalıyor Sufiler gibi dönen plaklarından.
Hayatın sanki daha bir gerçek, daha bir hayat olduğu senelerden sesleniyor O.
Dinleyicilerin tüm mâkul istekleri kabul görüyor o dinleti gecelerinde.

Hatta öyle ki kimi geceler gündeliğin başı boş ayrıntı denizini kulaçlarken biz,
'yaşayan efsane' kabul ettğimiz geçmişin şöhret sanatçıları 
konuk oluveriyor nabız gibi atan şarkılarının plaklarının döndüğü pikabın çaldığı
Etiler'deki mekana...
Ve biz aklımızı kaçırabiliyoruz, biz çünkü heep yalnız dinlemiştik o şarkıları o şarkıcılardan!
Pikabın ve bu 'Naftalinli Plaklar'ın başında kim var?
NACİ KEKLİK!...
Koleksiyoner Naci Keklik, plaklarının 'paha biçilmezliğinin' ancak manevi yasalarla açıklanabileceğini anlatıyor....

***

DAHA ÇOK AYRINTI İÇİN, LÜTFEN:


http://www.facebook.com/naftalinliplaklar
http://naftalinliplaklar.com
http://www.marianinbahcesi.com/



25 Kasım 2012 Pazar

MODA'YI KİM YIKTI? ATTİLLA ATASOY&MİNE MUCUR PROJECT


Pastırma yazıydı, bahardan kalma bir gündü der iken kış usulca ve kararlıca her yanımızı sardı artık. Türkiye'nin manevi başkenti İstanbul, eğlence akşamlarına da 
kış-sezonu moodunda enfes bir başlangıç yaptı.

Gece eğlenmesinden ne anlar kişi? Meylerin, mezelerin en şahanesi masada, muhabbeti enfes dostlar yanımızda ve başka?
Denize nazır bir gece mekanında plazma ekranda TV dizisi izlenmez değil mi!?

Sahnede; sahneye muktedir, müziğine hakim, çalmayı, söylemeyi iyi bilen, eğlendiren amma kendisi daha da çok eğlenen bir cabbar olmalı değil ya?

2013'e kuvvetle kürek çeken hayat sandalında, akla kim gelir böyle yüksek niteliklere haiz?
Bu bir bulmaca değil. Demeli derhal, hayat artık ışık hızında!
Attila Atasoy bu haberin öznesi 
VE 
MİNE.MUCUR PROJECT...

Cumartesi akşamı, Moda Deniz Kulübü'nde hayli ışıklı bir müzik gösterisi vardı. Türk Pop Müziği'nin öncü seslerinden,
bestekâr ve yorumcu Attila Atasoy, Moda'da sesiyle,
neşesiyle, dev bir salon dolusu keyif-severi
saatlerce hoş tutmasını bildi, hatta ihyâ etti...
Mine Mucur ve Grup 'GÜNIŞIĞI''dan
 sızan şahane müzikal tınılarla birlikte elbette...

Akademi kökenli piyanist-besteci Mine Mucur şefliğindeki, 
MİNE MUCUR PROJECT geceye coşkuyla başladı.
İngiliz müzikal bestekârı Andrew Lloyd Webber'in dünya çapında en popüler müzikal eserlerinden biri kabul edilen
  'Operadaki Hayalet' / 'Phantom Of The Opera' 
müziğin hakkını veren orkestranın
ve geri vokal Sezen Ünal'ın çarpıcı sesiyle
kendine başka tadda bir yorum buldu.
Tüm konuklar, şarkının emrine uyarak rüzgarda savrulan bir sis bulutu gibi çook uzaklara taşındı. 
Ardından
Moda Deniz Kulübü'nün Marmara'nın soğuk sularına bakan salonu, piyanoda Mine Mucur'a
kemanda Özcan Yılmaz'a, gitarda Alper Kargın'a
perküsyonda Kerem Kırca'ya
emanet etti kendini.

Zira sahneye kulisten şakıyarak çıkan şahane sesli kıymetlerimizden Attila Atasoy çıkıverdi. Dünden, bugünden çoğunluk kendi besteleri, onlarca şarkıyı seslendirdi.

Geceye; Göksel Kortay, Figen Çakmak, Barış Kömürcüoğlu, ve Nazlıhan Başak İlhan gibi sahne dünyasının tanınmış simaları da katıldılar...
Detaylı Bilgi İçin: 

Naci Keklik/ Medya İletişim Danışmanı*0535 728 42 28

15 Kasım 2012 Perşembe

FİLİZ İLHAN - Resimleri


"Hep Arkamızdan Bakar Çocukluğumuz" 

Sergisi (Mayıs-2012 Optimum Outlet)

video-haber için, lütfen:

YAĞLI BOYA TABLOLARDAN   Ö R N E K L E R...


(1) GEYŞA

Ahşap üzerine yağlı boya
Ebat: 160/93 cm.


 (2) SPRING ROSE - BAHAR GÜLÜ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm.


(3) GECEGÖRÜŞÜ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(4) DÜŞLER-YALANLAR-YILANLAR

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(5) TUFAN SONRASI

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(6) KAÇIŞ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(7) TÜRK FİLMİ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(8) UZAK ÜLKE

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(9) GELİN DUASI

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(10) AQUARIUM DREAM
İngiliz keten kumaş üzerine yağlı boya
Ebat: 160/93 cm.


(11) KOVULMA

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(12) SAYFİYE

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(13) BOĞAZDA AKŞAMÜSTÜ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm


(14) YENİ ÇAĞDA...

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(15) İLKBAHAR PARTİSİ

Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(16) ZEUGMA KADINI
Tual üzerine yağlı boya
Ebat: 80/60 cm



(17) UZAK VE YAKIN
İngiliz keten kumaş üzerine yağlı boya
Ebat: 160/93 cm.

8 Kasım 2012 Perşembe

AFİFE BALESİ YENİDEN SAHNEDE!


  İstanbul Devlet Opera ve Balesi, koreografisi ve librettosu Beyhan Murphy’e, müzikleri Turgay Erdener’e ait olan Afife adlı modern bale eserini, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sergilenişinden 14 yıl sonra yeniden izleyiciyle buluşturuyor.

14 YIL ARADAN SONRA
1919 yılında Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkması yasak olan bir dönemde bütün olumsuzluklara karşın sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadın tiyatro oyuncusu olan Afife Jale’nin hayatı üzerine kurulu olan bir modern bale prodüksiyonu olan Afife; 22 Kasım’da Süreyya Sahnesi’nde prömiyer yaparak Istanbullu sanatseverlerle buluşuyor. 
1998 yılında tümüyle Halk Sigorta tarafından desteklenmiş olan ve Meriç Sümen’in yeniden sahneye dönüşünü kutlayan eserde bu kez Afife rolünü Tülay Yalçınkaya canlandırıyor. Zuhal Balkan, Ebru Cansız, Deniz Zirek ve İlke Kodal ise, Afife Jale’nin dört dönemini canlandıran diğer dört Afife olarak seyirci karşısına çıkıyor.  
Afife’nin hayatında önem teşkil eden dört erkek  olan Ziya karakterini;Erhan Güzel, Mehmet Ali karakterini;Berk Sarıbay, Dr.Suat karakterini;Egemen Kement  ve Selahattin Pınar karakterini ise Arkın Zirek hayata geçiriyor.
 Aynı zamanda bir ‘dans drama’olan ve çağdaş Türk bale repertuarında özel bir yere sahip Afife,  Afife Jale’nin hayatındaki  altın, kırmızı, mor ve gümüş olarak tanımlanan dört ayrı dramatik dönemi, 25 kişilik bir ensemble, hareketli ve lirik danslar ile canlandırıyor. Kostüm tasarımları Bahar Korçan’a  ait eserin  dekor tasarımıysa Adnan Öngün imzasını taşıyor.
                                         
  Prömiyer tarihi 22 Kasım - 20.00, Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi

 Afife modern balesi; 22,27,29 Kasım tarihlerinde Saat:20.00’de; 24 kasım ve 1 Aralık tarihlerinde Saat:16:00’da Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde izlenebilir.
                                       
                                                  Bilet satış için: 0 216 346 15 31 / 120

15 Ekim 2012 Pazartesi

BALEYE DE TARİHE DE DOYUN!


‘HURREM SULTAN’ BALESİ
YENİDEN  SAHNEDE...

Geçtiğimiz sezon ilk gösterimi yapılan ‘Hurrem Sultan’ balesi bu ay seyirciyle yeniden buluşuyor. Osmanlı İmpratorluğu’na ait bu derin ve hazin öykü Oytun Turfanda’nın 10. ölüm yıldönümü anısına seyirciyle buluşacak... 

*


 İlk defa 1977’de Oytun Turfanda’nın koreografisi ve Nevit Kodallı’nın bestesiyle Ankara Devlet Balesi tarafından sergilenen Hurrem Sultan balesi, 35 yıl aradan sonra Deniz Olgay Yamanus ve Oktay Keresteci’nin sahnelemesi ile İstanbul seyircisinin karşısına çıkıyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Hurrem Sultan’a duyduğu aşkı konu alan bale, öz oğullarını iktidara getirmek isteyen Hurrem’in, yanlış bir kararla kendi oğlunu öldürtmesine yol açtığı Süleyman ile olan hikayesini dramatik bir şekilde gözler önüne seriyor.
İlk sahnelendiği zaman - kendi deyişiyle – tarihin tozundan, pasından arıtarak yalın ve duygusal bir anlatımla eseri sahneye koyan Oytun Turfanda, Türkiye’de bale sanatının duayenlerinden sayılıyor. 10. ölüm yıldönümü nedeniyle kendisine saygı duruşu niteliğinde sahnelenecek olan Hurrem Sultan balesindeki folklorik öğeler, dönemin ruhunun yansıtılmasını sağlıyor.
Koreograf Oytun Turfanda’nın yansıtmak istediği duygusal atmosferi göz önünde bulunduran dönemin büyük Türk bestecilerinden Nevit Kodallı, son derece ender bir yaklaşımı da ortaya koyarak besteci- koreograf dayanışmasının en değerli örneklerinden birine imza atmıştır.
Eserin tarihsel kostümlerinin kumaşları Vakko Home tarafından hazırlanırken kostüm tasarımı Serdar Başbuğ’a ait. Osmanlı’nın tarihsel dokusunu yansıtacak dekorlar ise Efter Tunç imzası taşıyor.
Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin Devlet Opera ve Balesi sahnelerinden sonra geçtiğimiz sezon sahnelenen Hurrem Sultan, 17-19-23 ve 24 Ekim tarihinde saat 20:00’da ve 20 Ekim tarihinde saat 16:00’da yeniden Kadıköy Süreyya Operası’nda seyirciyle buluşuyor.  Meraklılara ve merak edeceklere duyurulur...
***
Temsil Tarihleri
17 Ekim - Çarşamba         20:00  KADIKÖY SÜREYYA OPERASI
19 Ekim - Cuma      20:00  KADIKÖY SÜREYYA OPERASI
20 Ekim - Cumartesi         16:00  KADIKÖY SÜREYYA OPERASI
23 Ekim – Salı         20:00  KADIKÖY SÜREYYA OPERASI
24 Ekim - Çarşamba         20:00  KADIKÖY SÜREYYA OPERASI
***
Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi

Bahariye Caddesi Caferağa Mahallesi No:29 34710 Kadıköy

Gişe: 0 216 346 15 31 (120/121)




2 Ekim 2012 Salı

FİLM EKEN SİNEMA BİÇER!



DUYDUK DUYMAYIK DEMEYİN:

SİNEMA ŞÖLENİ BAŞLADI…

2012 Ekim’inde de İstanbul’da sinemanın kalbi Filmekimi’yle atıyor…
Sinemaseverlerin heyecanla beklediği, Ekim ayının olmazsa olmazlarından Filmekimi, yoğun istek üzerine ek seanslarla çoktan başladı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 11. kez düzenlenen Filmekimi,
bu yıl Vodafone FreeZone sponsorluğunda gerçekleştiriliyor.

***

Sinemaseverlerin her yıl iple çektiği Filmekimi’nde, yine sinema dünyasından parlak yapımlar, usta yönetmenlerin dünyanın belli başlı festivallerinde gösterilmiş, ödüller kazanmış son yapıtlarının aralarında bulunduğu 39 film izleyicilerin karşısına çıkıyor.

Zengin programıyla Filmekimi, İstanbul’da dokuz gün boyunca Atlas, Beyoğlu ve Nişantaşı Citylife City’s olmak üzereüç sinemada sinefillerle kucak açıyor.

Filmekimi’nin ilk günlerinde kaçırılmaması gereken filmler…

  • Marlen Haushofer’in kült romanından uyarlanan, Julian Roman Pölsler’in yönetmenliğini üstlendiği Duvar / The Wall, yalnızlık ve hayatta kalmaya dair özgün bir deneyim sunan çağdaş Robinson Crusoe öyküsü. Berlin Film Festivali’nde Kiliseler Birliği Ödülü’nü alan Duvar / The Wall 2 Eylül Cumartesi günü Beyoğlu sinemasında 11.00 ve 21.30 seanslarında gösterildi.

  • Fransa’nın Ken Loach’u olarak övgüler alan yönetmen Philippe Lioret’nin 2009 İstanbul Film Festivali’nde açılış filmi olarak gösterilen Hoş Geldiniz / Welcome’ın ardından çektiği ikinci filmi, Tüm Arzularımız / All Our Desires, 30 Eylül Pazar günü Atlas sineması 11.00 seansında gösterildi.

  • Geceler Bizim / We are the Night ve Dalga / The Wave filmleriyle adını duyuran Alman yönetmen Dennis Gansel’in Moritz Bleibtreu, Kasia Smutniak, Max Riemelt gibi oyuncuların yer aldığı son filmi bir hareketli bir casus-aksiyon filmi. Dördüncü Kuvvet, 1 Ekim Pazartesi günü 11.00’de Beyoğlu ve 2 Ekim Salı günü 13.30 seansında Atlas sinemasında gösterildi.

Vodafone FreeZone’lulara Filmekimi’nde 1 bilete 1 bilet hediye

11. Filmekimi’nin sponsoru Vodafone FreeZone, sinema kampanyasını Filmekimi’nde de sürdürüyor. Vodafone FreeZone’lular Filmekimi boyunca seçtikleri iki filmde, bir bilet aldıklarında, bir bilet hediye kazanıyorlar. Kampanya bilet satışları, sadece www.biletix.com ile Atlas ve Beyoğlu sinemalarındaki gişelerden yapılıyor. Ayrıntılı bilgi vodafonefreezone.com sitesinde bulunabilir.
Filmekimi biletleri nerede?

Filmekimi biletleri Atlas ve Beyoğlu sinemaları gişelerinden ve Biletix’ten satın alınabilir. Filmekimi’nde hafta içi gündüz seansları 5 TL, hafta içi 19.00 ve 21. 30 seansları ile tüm hafta sonu seanslar 15 TL (tam) ve 10 TL (indirimli).


Bilet bulamayan sinemaseverlere ufak bir hatırlatma:
Seans öncesi gişelerde teslim alınmayan davetiyeler satışa sunuluyor.
Görmek isteyip de bilet bulamadığınız filmler için, gösterimlerden önce sinema salonlarına uğramanızda fayda var.


Filmekimi programı ve ek gösterimlerle ilgili ayrıntılı bilgi için:

Filmekimi’ni sosyal medyada takip etmek için:

9 Eylül 2012 Pazar

BENİM PİYANOMDAN 2 ve MİNE MUCUR


MEGA MÜZİK - ETHEM ZEYTİNKAYA etiketiyle 2. solo piyano albümünü çıkaran Mine Mucur, bir zamanlar Barış Manço’nun ADAM OLACAK ÇOCUK programında piyanosuyla küçüklere güzel melodilerle eşlik ederdi. 


O zamanın küçükleri şimdinin 25-30 yaşındaki Adam olmuş çocukları.. Uzun yıllar zarfında Mine Mucur’un kariyeri; konservatuarda hocalık, müdür muavinliği, çeşitli üniversitelerde ders verme, pop müzik tarzında ulusal ve uluslararası beste yarışmalarında dereceler, solfej ve armoni kitapları, Türk Müziği şarkılarının piyanoya uyarlanmış şekliyle yazıldığı bir kitap, yine Mega Müzik etiketiyle ilk solo piyano albümü, iki bestesiyle katıldığı Barış Kömürcüoğlu’nun seslendirdiği 5 KALP 1 NEFES albümü, AYIŞIĞI adında hanımlardan oluşan Türk Müziği grubuyla yurtiçi ve yurt dışında verilen sayısız konser ve Tv  programları, çeşitli otellerde başlayıp en son dört yıldır Four Seasons Hotel’in piyanistliği ile dolu dolu geçti.


   Şimdi ise yine MEGA MÜZİK adı altında 2. solo piyano çalışmasıyla karşımızda. Bu albümün en önemli özelliği birincisinde olduğu gibi yine değişik türlerin biraraya gelmesi.. Yabancı şarkılarla, Dede Efendi, Sezen Aksu, Melih Kibar, Barış Manço yorumlarının yanyana geldiği tek piyano albümü...


 Ayrıca MUCUR bu albümde, uluslararası şarkı yarışmalarında GRAND PRİX - 1.lik aldığı sözleri Figen Çakmak’a ait Lonely Nights Lonely Dreams ve Stay adında iki bestesiyle sözleri Barış Kömürcüoğlu’na ait Evdeyseniz adlı şarkısını da piyanoyla yorumluyor.

   Albümü dinlerken sizleri duygusal bir yolculuğa çıkarmak amacında olan Mine Mucur, müziğin ‘duyguların karşıya aktarılması’ anlamına geldiği inancında..

   Çalacağı eserleri seçerken, onu en çok etkileyen, dinleyenlere de huzur ve mutluluk vereceğini düşündüğü bir repertuar yapan MUCUR, enstrümantal yani sözsüz müziklerin insanlarda hayal gücünü devreye soktuğunu bunun da insanları günlük hayatın stresinden uzaklaştıracağını düşünerek, albümünün bu konuda herkese mutluluk vereceğine inanıyor..

***


Detaylı Bilgi İçin: 
Naci Keklik/ Medya İletişim Danışmanı*0535 728 42 28
info@minemucur.com

13 Mayıs 2012 Pazar

“Hep Arkamızdan Bakar Çocukluğumuz” / Resim Sergisi

“Hep Arkamızdan Bakar Çocukluğumuz”
Resim Sergisi
*
FİLİZ  İLHAN
*
Optimum Outlet ve Eğlence Merkezi
İstiklal Sokak No.10/4
Yenisahra/Ataşehir 
İstanbul-TÜRKİYE
0 216 664 14 14
http://www.optimumoutlet.com

*

Ressam: Filiz İlhan
Sergi Mekanı: Optimum İstanbul
Sergi Tarihi: 18-29 Mayıs, 2012
Açılış ve Kokteyl: 17.00


Düzenlenme Amacı:

    Bir sosyal sorumluluk projesi de olan “Sokak Çocukları”mızın gözetim amacıyla bulundurulduğu 1. İstasyon Merkezi’ne moral ve maddi katkı sağlanarak (psikolog, çocuk ve genç ergen psikiyatrist) tedarik ederek yardıma muhtaç çocuklarımızın var olan sorunlarıyla ilgili (cinsel istismar-madde bağımlılığı-ruhsal çöküntü) rehabilitasyon olanaklarının sağlanıp travmalarından ötürü açığa çıkan maddi manevi tahribatın önüne geçilmesi. Ayrıca bahsi geçen tedavi sonrasında özel bakım evlerine/yurtlara yerleştirilmelerinin sağlaması…

Eserlerin Nitelikleri Hakkında:
Dışavurumcu tarzda olmakla birlikte (öz) içeriğinde çocukluğun özlemindeki masumiyeti arayan hüzün özneleri taşımaktadır.
*
KÖKTEN DEĞİŞİK BİR HAYAT SÜREN, 
SÜRMEK MECBURİYETİNDE KALAN 
T Ü M 
SOKAK ÇOCUKLARINA…
*

FİLİZ İLHAN kimdir?





Almanya’da tıp okudu. Psikiyatri ihtisası yaptı. Türkiye’de iş alanı olarak tercihini iletişimde kullandı. Almanya-Berlin’de, “Avrupa Birliği’nde Türk kadınının yeri” konulu konferanslar verdi. Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonunun Türkiye koordinatörlüğünü yaptı. Çeşitli dönemlerde Bakan danışmanlığı ve 9. Cumhurbaşkanımızın G.A.P ile ilgili proje ve iletişim danışmanlığını yaptı.
BETAK(Berlin Türk-Alman Kadınlar Birliği) Türkiye koordinatörlüğünü yaptı. Çalışmalarını iletişim danışmanı yöneticisi olarak sürdürüyor...


*
KATKILARIYLA:
 
Sayın OSMAN DEMİR,
OSMANLI 
SANAT 
GALERİSİ
İstiklal Sokak No:10/4 Optimum AVM Kat: -2 
Kadıköy İstanbul